Bozalan – Çakıllıyalı

Bugün yola Bozalan yakınlarında başladım. Rotanın bir kısmını genel olarak hatırladığımı düşünsem de vadi tabanına inen patika itibariyle rotayı hiç hatırlamadığımı fark ettim. Vadi tabanına iniş esnasında, bölge yangında çok tahrip olduğu için patikayı kaybettim ve tekrar rotayı bulabilmek için dikenliklere ve boyum kadar uzun, kurumuş otlar arasına girmem gerekti. Bu yüzden vadi tabanına indiğim kısım tatsızdı ancak daha sonrası çok keyifli olmaya başladı.

Bir süre sonra patika ve işaretler belirgin hale geldi. Kapısı kapatılmış, bakımlı ve sakin zeytinlikler, İç Karia etaplarını hatırlattı. Daha sonra patika tekrar bir toprak yola bağlandı ve beklediğimden daha kısa sürede Bozalan Köyüne ulaştım.

Köy kahvehanesine doğru giderken bahçede bir kadın gördüm. Dün gece şişmiş olan sağ ayak bileğimi göstererek bunun için ne yapabilirim diye sordum ve bana buz vereceğini söyledi. Hemen yan taraftaki açılmamış kahvehaneye çantamı bıraktım. Elektronik cihazlarımı şarj edebileceğim bir aradım ancak görünürde yoktu. Bozalan’a yıllar önce geldiğimde oturmuş olduğum diğer kahve ise karşıdaydı. Kahvehane yenilenmiş ancak kapısı kilitliydi.

Kadın, evinden buz getirdi ve bana verdi. Kahvehanede oturmuş, bacağıma buz uygulayarak kahvaltı yapmaya hazırlanıyordum ki, kadın tekrar kapıdan seslenerek kahvaltıya davet etti. Mevcut durumda ne yiyecek, ne içecek ne de elektriğe ulaşamamış olduğum için buna sevindim. Eşi ve oğluyla beraber kahvaltı yaptık, sohbet ettik, bacağıma buz ile soğuk uyguladım. Cihazlarımı da şarj etmiş oldum.

Bacağıma ne olduğunu sordular, bilmediğimi, dün gece çadırda yatmaya hazırlanırken şişliği farkettiğimi söyledim. Muhtemelen bir “kırmızı arı” soktuğunu ancak üzerinden bu kadar vakit geçtiyse herhangi bir problem yaşamayacağımı söylediler. Bu noktadan sağlık ocağına gitme şansım vardı ancak buna gerek olmadığını, devam etmemi söylediler. Güzel kahvaltı ve sohbeti bulunca planladığımdan fazla vakti burada geçirdim ve tekrar yola koyulmak üzere teşekkür ederek ayrıldım. Giderken yanıma dondurulmuş küçük bir su şişesi verdiler.

Biraz ileride, bu küçük su şişesini çorabımın içerisine koyarak yürüyebileceğimi farkettim.

Rota ilk olarak köy içerisinde yolu takip ederek başladı ancak daha sonra yaya patikasına döndü. Bu kısım itibari ile karışıklıklarda başladı özellikle vadi tabanına indiğim yerde yol çatallandı ve burada rotamı bulmam epey zor oldu. Yangın sonrasında açılan yollar nedeniyle patikalar tahrip olmuş, kapanmış yada işaretler kaybolmuştu.

Sonunda doğru yolu buldum ve devam ederek bir su kaynağına vardım. Arılar nedeniyle ilk su doldurma denemem başarısız olsa da rotadaki karmaşıklık nedeniyle sularımı doldurmam gerektiğine karar verdim ve ikinci denememde şişelerimi doldurdum. Etrafı yanmış ve kesilmiş ağaçlarla çevrili toprak yolu takip ederek Gökbel Köyüne vardım.

Gökbel Köyünde bir kahvehanede uzunca süre oturdum, telefonumu ve saatimi şarj ettim, dondurma yedim, çay içtim, kirli giysilerimi yıkadım. Ve bacağımdaki şişliğe soğuk uygulamaya devam ettim. Sıcakta yürümek istemediğim için yaklaşık 2,5 saatimi burada geçirdim.

Daha sonra rota bilgisi alarak yola koyuldum. Köy içerisinde çocuklarla güzel bir muhabbet ettik. Yürüyüş ve kampçılık konusunda çok meraklıları. Bir süre benimle birlikte yürüdüler. Gökbel çıkışında bir köy düğünü yemeğinin yanından geçerken iki kız çocuğu yemeğe davet ettiler. Karnım tok, üstüm başım bir düğün yemeği için tuhaf olsa da ısrarlar sonucunda yemeğe oturdum. Keşkek, pilav, etli nohut ve makarna yedim, su içtim, düğün sahiplerine teşekkür ederek tekrar yoluma devam ettim.

Yol, bir süre sonra yine patikaya döndü ve tahrip olmuş bitki örtüsü nedeniyle yine rotayı kaybettim. Yanmış ağaçları aşmak, etrafındaki yabani çalılıklardan dolanmak çok yorucu oluyordu. Bunun yanında işaretlerini bulamadığım rotayı GPS izi ile takip etmeye çalışıyordum. Zar zor rotayı buldum ve tekrar toprak yola bağlanınca rahatladım, toprak yolu takip ederek devam ettim.

Sırt hattına yakın yürüdüm ve bir tepe üzerinde sahil ile karşılaştım. Sahile inmeden önce tekrar yaya patikasına girmem gerekti ve tekrar rotayı kaybettim. Sonrasında ise patikalarla uğraşmak yerine artık toprak yoldan rotayı takip etmeye karar verdim ve sahile indim. Sakin bir sahilde birkaç araba, sahilin batı kısmında bir tane işletme var. Kamp için burası uygun gözüküyor yalnız hiç kampçı yoktu. Vakit ise henüz erkendi.

Bir sonraki sahile geçmek için tekrar yola koyuldum, yokuş tırmanarak bir sonraki sahile devam ettim ve Hurma Sahiline ulaştım. Deniz kıyısından yürüyerek rotaya devam ettim. Bu sahilin batısında kamp için uygun, ağaçlık bir alan vardı. Ancak, ertesi gün yürüyeceğim rotadan düşürmek için devam etmek istedim.

Tekrar patikaya girdim, yatların demirlediği sakin ancak yangında tahrip olmuş bir koydan geçerek deniz kıyısından yürümeye devam ettim.

Güneş batarken Çakıllıyalı Sahiline ulaştım. Hurma Sahili gibi Çakıllıyalı Sahili de iki koydan oluşuyordu. İlk koyda rota sahilde ilerlerken iyice daraldı ve en sonunda ayakkabılarımı çıkarıp suya girmem gerekti. Ancak rotayı kaçırıyordum. Rota sahilden içerilere sapıyor ancak nereden içeri gireceğimi bulamıyordum. Sahile konumlanmış birkaç işletmeye girsem de iç kesimlere ulaşabilen bir yol bulmakta zorlandım. İçeride kalan rotaya ulaşmak hem zor hem de vakit kaybına sebep oldu. Bu sürede güneş iyice alçalmış, artık kamp için yer bulmam gerekiyordu. Ayrıca günler süren yürüyüşten sonra ilk defa deniz kenarında kamp yapma hatta denize girme şansım vardı.

Sonunda rotayı bularak bir sonraki koya ulaştım. Sahil boyunca devam eden bir araç patikası mevcuttu. Sol tarafım sahil, sağ tarafım ise işletmeler ile çevrili halde batıya devam ettim. Bir işletmede kamping levhası gördüm ama içeri girip sorduğumda kamping olarak hizmet vermediklerini söylediler. Yine de ihtiyaçlarım için tesislerini kullanabileceğimi söylediler. Aslında tek istediğim, duş alıp üzerimdeki ter, güneş kremi, sinek kovucu losyon ve yer yer kan bulamacından kurtulmaktı. Bu işletmede hızlıca bir duş alıp almama konusunda kararsız kaldım. Ancak güneş alçalmış ve geceyi ne şekilde geçireceğime karar verememiştim. Üstümü başımı temizledim ve bir çalışandan kamp için yer tavsiyesi istedim. Görünüşe göre kamping yoktu. Sahilin sonundaki çakıllık alanda yürüyüşçülerin zaman zaman çadır kurarak kamp yaptıklarını söyledi.

Çantamı çalışanın dediği yere bıraktım ve rotanın devamını görmek, kamp için uygun yer olup olmadığına bakmak için kısa bir yürüyüş yaptım.Yakınlarda Çadır kurmak için uygun yer yoktu. Rotanın devamında açıklık bir alan mevcuttu ancak zemin eğimliydi. Sahilde, çadır kurmadan, uyku tulumumda geceyi geçirmeye karar verdim. Hızlıca giysilerimi bıraktım ve tam denize girecekken fark ettim ki kahvehanede yıkayıp çantamın kenarına astığım şort ortada yoktu. Denize girdim, 5-10 dk yüzdüm. Akşam alacakaranlığında deniz güzeldi. Denizden çıktıktan sonra tekrar sağa sola baktım ancak şortum yine yoktu. Geldiğim sahil boyunca ters yönde yürüyüş yaptım ancak şortumu yine bulamadım. Oturdum ve havanın kararmasını beklemeye başladım. Gün batıdan batarken, doğudan çok güzel bir ay doğdu.

Yola çıkmadan önce yanıma 3 çift şort almıştım. Bunlardan birisini otobüste giderken ve dönerken giymek üzere ayırmıştım. Kalan ikisini ise dönüşümlü olarak hem yürüyüşte hem de gece yatarken giyiyor, dönüşümlü olarak yıkıyordum. İşte bunlardan birisini kaybetmiştim. Aynı şekilde yürüyüş için de iki çift çorap almıştım, bunlardan birinin de tekinin kaybolması nedeniyle tek çift çorabım kalmış oldu. Rotanın son gününe biraz daha pasaklı girmem gerekiyordu artık.

One thought on “Bozalan – Çakıllıyalı

Leave a comment